Beşiktaş - Galatasaray
- Eren K.

- 4 Ağu 2024
- 4 dakikada okunur
Merhaba sevgili okurlar.
Bu sezon sarı - kırmızılıların ilk resmi maçı olan, 2024-2025 Trendyol Süper Lig sezonu öncesi gerçekleşen Süper Kupa maçının değerlendirmesi yapılacaktır.
Galatasaray adına, tabiri caizse felaket bir oyun ve skorun ortaya çıktığı bu maç üzerine konuşulacak çok konu bulunmaktadır.
Maçı Beşiktaş, daha net fırsatlara girerek ve çok fazla topa sahip olmadan 5-0 gibi tarihi bir skorla kazanmış ve kupayı müzesine götürmüştür.
İlk başta takım, ardından da oyuncu yorumları ile birlikte Galatasaray'ın bu hezimeti yaşama sebeplerine tek tek değinmenin daha uygun olduğu kanaatindeyim.
Lucas Torreira ve Berkan Kutlu'dan oluşan merkez orta saha hattı, yalnızca hücum pres konusunda verimli bir hat olarak dikkat çekti. Rakip birinci bölgenin ilerisine atılan toplar için gerek fiziksel gerekse sayısal olarak Galatasaray defans kurgusunun yetersizliğine en çok tanık olduğumuz maç bu maç oldu.
Sezon başı kampı için de dikkat çeken bu nokta, Beşiktaş maçında iyice ayyuka çıktı. Nitekim Beşiktaş'ın orta alanında bulunan Gedson Fernandes'in iki yönlü ve dribbling özellikleri ve Al-Musrati'nin fiziksel gücü; Beşiktaş orta sahasının Galatasaray'a göre üstün gelmesini sağladı.
Torreira ve Berkan ikilisinin geride kaldığı tek konu, elbette fiziksellik değildi. Aynı zamanda merkezden oyun kurma konusunda da bu ikili pek maharetli oyun profiline sahip olmadıkları için, Galatasaray geriden genel olarak uzun paslarla çıkmayı tercih etti.
Bu da Barış Alper Yılmaz'ın ilk on bir başlamadığı, kanatlarında hava topu becerisi zayıf Hakim Ziyech ve Kerem Aktürkoğlu gibi iki oyuncunun oynadığı bir formasyon için oyun kurulumunu ve set hücumunu zayıf kıldı.
Her ne kadar topa sahip olsa da Galatasaray, oyun anlamında varlık göstermekten uzak bir performans sergiledi.
Derrick Köhn - Abdülkerim Bardakçı ve Kerem Aktürkoğlu'nun olduğu sol taraf, oyunun defansif alanında çok büyük handikaplar verdi. Kerem fiziksel olarak eksi yazan bir oyuncu iken, Abdülkerim çok formsuz bir şekilde sahada yer aldı. Köhn ise defansif olarak oyun ve kademe bilgisinden yoksun olduğu için; ekstradan sorun oluşturdu.
Ziyech'in kanat olduğu bir oyunda, eğer merkezinizde bir oyun kurucunuz yoksa; o zaman ya Dries Mertens'i çok yormanız gerekir ya da Mertens'in kaleden uzak konumlarda top alması gerekir.
Orta alanda oyun kurmayan iki oyuncu ile oynadığınız bir sistemde, oyun kurabilecek iki oyuncunuzdan birisinin sağ kanat diğerininse on numara pozisyonunda oynaması; topu rakip yarı alana taşımanızın önünde büyük bir engel oluşturur.
Özellikle ilk yarı boyunca Mertens'in topla buluştuğu yerler, takımın ileride az oyuncu ile kalması ve rakibin ikinci bölgeye dikine oynayarak hücuma çıktığı pozisyonlarda adeta orta sahasız bir oyun oynanması da takımın üretkenlik ve karşılama konularında girdiği sıkıntıyı iyice göstermiştir.
İlk gol Victor Nelsson'un bireysel hatası ile gelirken, ikinci gol savunma disiplininden kopukluğu gösteren bir gol olmuştur.
Derrick Köhn'ün kanadından atak yapan Beşiktaş ikinci golü bulurken, sağ bek oyuncusu Jonas Svensson ceza alanı içinde boş kalmış; fakat vuruş anında Galatasaray ceza sahasının altı pas alanında Kaan Ayhan ile Abdülkerim Bardakçı görülmüştür.
İçeriye kat eden bek oyuncusunu kimse karşılaşmamıştır.
Savunmanın pozisyonal adam karşılama konusunda yetersizliği, bu golden ötürü rahatlıkla anlaşılabilir.
Köhn - Abdülkerim - Kerem üçlüsünün bulunduğu sol alan; Galatasaray'ın özellikle savunması için çok büyük zaafiyet oluşturmaktadır.
Takımın gol yükünü çeken Mauro Icardi ise ileride yalnız kalıyor. Topla buluşması, özellikle geçen sezonun sonundan itibaren bir sorun oluştururken; bu sezon başında da top alamıyor. Gol atma becerisinin ceza sahası içerisinden gerçekleşen bir oyuncu olması da, Icardi'ye topun taşınmasını daha da önemli kılıyor.
Merkezden oyun kurulumu olmadığı için de Icardi'nin rakip ceza yayı dışında merkezin herhangi bir noktasına gelerek top alması, onun etkisini azaltmaktadır.
Bütün bu sorunlarla birlikte, bir takım için düşündüğüm en büyük düşman öğe olan rehavet de takımın üzerinde varlığını gösterdi. Oyun 2-0'a geldikten sonra gerek değişiklikler gerekse oyuncuların hiç düşünmeden oynamaya devam etmesi sebebiyle iyice açıklar veren ve demoralize olan, bireysel hatalarını da arttıran Galatasaray için 5-0 gibi tarihi bir fark kaçınılmaz olmuştur.
Mertens'in takım için çok önemli bir isim olduğuna şüphe yoktur. Oyun kurulumu, topla kreatiflik, ön alan presi, bağlantı oyunu gibi konularda usta bir oyuncu olan Mertens'in yerine, ikinci yarının başında gerçekleşen Michy Batshuayi değişikliği; ileriye uzun topla çıksa bile üretmekte zorlanan Galatasaray için olumsuz bir değişiklik olmuştur.
Beşiktaş maçı bazında her ne kadar Batshuayi fiziksel olarak olumlu sinyaller vermiş olsa da Galatasaray'ın rakip yarı alanda çoğalma ve topu ayağında tutma durumları için eksi yazılmasını sağlamıştır.
Bu yüzden, çift forvetli sisteme geçilmesi için orta sahanızda iki yönlü ve oyun kurabilen, kreatif bir oyuncuya ihtiyaç olduğunu söylemek gayet mümkündür. Aynı şekilde Berkan Kutlu yerine giren Kerem Demirbay ise oyun kurulumuna katkıda bulunmaya çalışmış olsa da hücum oyuncuları ile arasında mesafe bulunmasından ötürü oyun kuramamış, defansif olarak bir nebze zayıf olması sebebiyle de verim sağlayamamıştır.
İkinci yarıda gerçekleşen bu değişikliklerin olumlu bir etki sağladığını söylemek güçtür.
Barış Alper Yılmaz dışında hiçbir oyuncu değişikliği herhangi bir toparlama göstermemiştir.
Keza Okan Buruk bu tip ölüm kalım mücadelelerinde panik değişiklikler yaparak da takımın ritim sağlamasına ya da mevki sadakatine ket vuran bir yaklaşım sergilemiştir.
Kamp döneminin yıldızı Wilfred Zaha, oyuna 75.dakikada dahil olsa da; Okan Hoca'nın maç sonu açıklamalarında eleştirisine maruz kalmıştır.
Bireysel olarak Victor Nelsson çok fazla hata yapmıştır.
Yapmış olduğu net hatalar bir gole ve kırmızı karta sebebiyet vermiştir.
Abdülkerim Bardakçı'nın üçüncü gol öncesi amatör sayılacak ölçüde müdahalesi de penaltıya neden olmuştur.
Derrick Köhn tarafı ise maçın başından itibaren defansif zaaf göstermiş, Kerem Aktürkoğlu sezona daha hazırlanmamış ve halen daha topun kıymetini bilmeden oynamaya devam etmiş, Lucas Torreira - Berkan Kutlu ikilisi kreatiflikten uzak kalmış ve fizikli, dribblingci orta sahalar karşısında tabiri caizse ezilmiştir.
Bu takımın on biri, oyun planı nasıl olur; bilinmez. Daha hiç izlemediğimiz Elias Jelert ile Gabriel Sara ve bu sezon için halen daha hiç resmi maça çıkmamış Davinson Sanchez kadroda bulunuyor.
Bu üç oyuncunun da ilk on bir oyuncusu olacakları şimdilik aşikar görünüyor. Fakat kemik kadrosu korunmuş bir takımın; sadece Ciro Immobile, Rafa Silva ve Gabriel Paulista eklemeleriyle sahada yer almış Beşiktaş takımına karşı sahada silik kalan oyunu pek de kabul edilebilir bir durum değil.




Yorumlar