Lecce - Galatasaray

İkinci Avusturya kampının ilk maçında Galatasaray, Serie A ekiplerinden Lecce ile karşı karşıya geldi.

Maç, Galatasaray'ın 2-1'lik üstünlüğü ile tamamlandı.

Galatasaray sahaya Fernando Muslera, Leo Dubois, Victor Nelsson, Metehan Baltacı, Derrick Köhn, Lucas Torreira, Kerem Demirbay, Hakim Ziyech, Dries Mertens, Wilfred Zaha ve Michy Batshuayi ilk on biri ile başladı.

Milli takım müsabakaları sonrasında izinden dönen Abdülkerim Bardakçı, Kaan Ayhan, Yunus Akgün, Kerem Aktürkoğlu ve Barış Alper Yılmaz ile birlikte transfer olacağı konuşulan Tete ile bugüne dek hiç süre almamış Emin Bayram kadroda yer almadı.

Ön alan presi, kanattan gerçekleşen ataklarda bek ya da kanat oyuncularından birisinin rakip yarı alanda kanat içlerine konumlanması, set oyununda gösterilen gelişim ile Galatasaray; maça iyi başladı.

Ön alan presinin meyvesini Ziyech'in attığı gol ile alan sarı - kırmızılılar, ilk on dakikada öne geçti.

Oyunun devamında Galatasaray topa hakim olmaya devam etti.

Zaha ve Ziyech'in fiziksel olarak belki de geldikleri günden itibaren en güçlü oldukları dönemde bulunmaları, Galatasaray açısından epey faydalı göründü.

Topu saklamaları, derin topları, dribbling becerileri ile Galatasaray'ın hem topa hakim olması hem de ileriye topu taşıması konusunda önemli yer tuttu.

Özellikle ilk yarıda dikkat çeken unsurlar arasında Batshuayi'nin Galatasaray yarı alanına gelip top alması ve dağıtması, Mertens'in savunma konumunu topun olduğu yere göre belirlemesi, oyun kurulumunda göbeğe doğru yerleşen Dubois'in Ziyech'e alan açması bulunuyor.

Ek olarak Zaha ile Köhn uyumunun her geçen maçta arttığını görmek de Galatasaray açısından olumlu görülen bir başka durum.

Kaptan Muslera, bu dönemde ilk kez maça çıktı ve kendisine pek iş düşmedi.

Defansın ortasında ise Nelsson'un bir pozisyon dışında verimli oynadığı bir maç izledik.

Metehan'ın bir pozisyonda geçtiği ıska ve Muslera ile yaşadığı anlaşmazlık dışında, rakip hücum oyuncusunu orta alana kadar takip etmesi ve maçın ilerleyen dakikalarında öz güven kazanarak, minimum seviyede hata ile oynaması da önemliydi.

Kerem Demirbay her ne kadar oyun kurulumu için verimli olsa da, şu ana dek rakip takımın ön alan presini kırdığı anlarda daima Galatasaray kalesine kalabalık bir şekilde geldiği bir kamp dönemine tanık olduk.

Bu yüzden, Galatasaray'ın net bir şekilde oyunun iki yönünde de kuvvetli bir orta saha oyuncusuna ihtiyacı olduğu aşikar.

Torreira'nın savunma pozisyonunda orta alanda tek kaldığı anlar, bir şekilde rakip takımların tehlikeli atak bulmasına olanak tanıyor. Bugün de buna bir nebze tanık olduk.

Yusuf Demir ve Mauro Icardi oyuna girdikten sonra etkili oldular. Yusuf'un oynamış olduğu derin toplar ve sağ tarafa getirdiği tempo; İcardi'nin ise açmış olduğu alan, Galatasaray için yine pozisyonlar sağladı.

Efe Akman, Gökdeniz Gürpüz ve Eyüp Aydın da olumlu izlenim bırakan diğer isimler oldular.

Keza Berkan Kutlu da sol beke geçmeden önce orta alanda iyi bir performans ortaya koydu.

Bu olumlu sözcükleri ne yazık ki Sergio Oliveira, Halil Dervişoğlu ve Ali Yeşilyurt için söylemek mümkün değil.

Oliveira ve Halil temposuz oyunları ile, Ali ise genç oyuncu olduğu için kademe bilgisinden yoksun ve yavaş oyunu ile; kısıtlı süre alsalar dahi olumsuz anlamda dikkat çektiler.

Batshuayi'nin, Icardi sahadayken yeri geldiğinde kanada kendisini deplase edebilmesi de bir başka artı özelliği olarak, Galatasaray'ın oyununa zenginlik kattı.

Günay Güvenç kaleye geçtiğinde net denilecek bir pozisyonda başarılı olurken, yenilen golün ikinci vuruşu olan kafa vuruşunda kalmış olduğu tereddüt gole sebebiyet verdi.

Fakat kendisi net bir şekilde Galatasaray'ın ikinci kalecisi olacaktır.

Oyuncu değişiklikleri ve genel olarak Galatasaray, fiziksel olarak altmış beşinci dakikadan sonra bir düşüş gösterdi.

Bunun dışında kamp döneminin bir diğer olumsuz performans ustası Dubois de, takımın hücumdaki temposuna pek katkıda bulunamadı.

Maç sırasında açıklanan Elias Jelert transferinden sonra Dubois'in kadroda kalacağını pek düşünmüyorum.

Bu maçta verilen sürelere göre, kimlerin rotasyonda kalacağı ve kimlerin gönderilmek isteneceğine dair mesajlar aldığımıza değinmeden geçmeyelim.

Dikkat çeken performanslara gelelim:

Hakim Ziyech: Tek kelimeyle mükemmel bir oyun ortaya koydu.

Dries Mertens: Oyun içinde çok daha özgür bir oyun sergiledi. Zaha ve Ziyech'in formda olması ve Batshuayi'nin derine gelmesi de kendisinin topla buluştuğu vakitlerde daha rahat etmesini sağlıyor.

Wilfred Zaha: Fiziksel olarak güçlü ve ön alan presine katılan bir Zaha'nın ne denli fark oluşturabildiğini gördüğümüz bir maç oldu. Attığı gol de, bireysel kalitesini gösterdiği enstantanelerden yalnızca biriydi. Maç temposu ve oyun konsantrasyonu yüksek.

Derrick Köhn: Oyunun iki alanında da etkili bir oyun sergiledi. Savunma konusunda bu maç özelinde daha özverili olduğuna tanık olduk.

Victor Nelsson: Maç kondisyonu arttıkça daha da hızlanacağını umuyorum. Rakibini döndürdüğü pozisyonda eksik kaldığı noktaya tanık olduk fakat bu maçta daha fazla uzun top denemesi ile kendisine yeni bir özellik ekleyebileceğini söylemek gerekir.

Efe Akman: Oyun zekası, tekniği ve pas becerisini bu maçta ortaya koydu. Kazandığı toplar, top dağıtımı ve topla buluşması; rakibi karşıladığı yeri bilmesi ile dikkat çekti.

Yusuf Demir: İştahlı oyunu, dribbling becerisi, derin pasları ve rakip oyuncuyu eksiltmesi ile almış olduğu sürede parladığını söylemek işten bile değil. Böyle giderse, geniş kadroda kendisine yer bulacaktır.

Eyüp Aydın: Yaşına göre soğukkanlı bir oyuncu ve müdahaleleri gayet yerindeydi.

Mauro Icardi: İlk defa süre aldığı bu sezonda, hücumda takım arkadaşlarına alan açtı. İlerleyen dönemde, özellikle de set oyununda gelişme gösteren takımda çok daha verimli olacaktır.